Dört Anlaşma | Sonsuzluğun Ötesi İçinizdedir

Kişisel gelişime merakı olan biriyseniz bu kitabı çoktan duymuşsunuzdur diye düşünüyorum. Açıkçası birkaç yıl öncesine kadar kişisel gelişim kitaplarına oldukça mesafeli biriydim. Aslında hala birçoğunun maddi kaygılarla üretildiğini düşünüyorum, ancak içlerinden başarılı olanları da varmış. 😊

Hani bazen deriz ya “Kitap bir türlü beni sarmadı.” Bu konudaki düşüncem o kitabı doğru zamanda okumamış olabileceğimiz. Yaşadıklarımız, hissettiklerimiz, düşüncelerimiz… Her geçen gün bir öncekinden farklıyız, değişiyoruz, olgunlaşıyoruz. Bu sebeple bu kitabın zamansız olduğunu, tekrar okunabileceğini düşünüyorum. Aynı zamanda çok sevdiğim birinden hediye. Bu yüzden değeri çok daha fazla benim için.

Çok kısa yazar hakkında bahsedeyim. Don Miguel Ruiz Meksikalı bir spritüel bilimci. Kitabında anlattığı gibi bir Toltek mensubu. Toltek bilgeliğinde amaç insanın gerçek kişiliğini bulması. Öğretilerin içine doğmuşken farklı bir yol seçip tıp eğitimi alıyor ve uzun yıllar cerrahlık yapıyor. Zaman geçtikçe özüne dönüp bildiklerini insanlarla paylaşmaya karar veriyor ve bugün kitapları 38 dile çevrilen usta bir yazar oluyor.

Kitaba gelecek olursak, Dört Anlaşma: Toltek Bilgelik Kitabı iyi bir yaşam sürebilmek için uymanız gereken anlaşmalardan söz ediyor. Aşağıda bahsedeceğim 4 anlaşmayı içselleştirmek ve uygulamak öyle kolay değil. Başlamadan belirteyim. Ancak kendinizle bu anlaşmaları yaparak mutluluğu yakalamak için zorlu bir yola çıkabilirsiniz. Hazırsanız başlıyorum!

Dört Anlaşma şöyle sıralanır:

  • Birinci Anlaşma: Kullandığın Sözcükleri Özenle Seç
  • İkinci Anlaşma: Hiçbir Şeyi Kişisel Algılama
  • Üçüncü Anlaşma: Varsayımda Bulunma
  • Dördüncü Anlaşma: Daima Yapabildiğinin En İyisini Yap

Kullandığın Sözcükleri Özenle Seç

Başkalarıyla iletişimde yalan söylemeyi alışkanlık haline getirdik. Daha da önemlisi kendimizle olan iletişimde de yalan söylüyoruz.

En zor anlaşma budur.  Sözcükler yalnızca birer simge ya da sesten ibaret değildir, çoğu kez üzerimizde farkına varmadığımız etkileri vardır. Sözcükler aracılığıyla düşünür, dünyamızı var ederiz. Bu sebeple ilk anlaşmadaki amacımız sözcüklerimizin kusursuz seçmek ve sözcüklerimizin gücünün farkına varmaktır.

Hiçbir Şeyi Kişisel Algılama

Bana “Miguel, söylediklerin beni incitiyor” diyebilirsiniz. Ama sizi inciten benim söylediklerim değildir. Söylediklerim sizin yaralarınıza dokunduğu için siz kendinizi incitirsiniz. Sizi incitmiş olduğumu da kişisel algılamam. Bu size inanmadığımdan ya da güvenmediğimden değil, sizin dünyayı farklı gözlerle, kendi gözlerinizle gördüğünüzü bildiğim içindir. 

Hiçbir şeyi kişisel algılama! Bu anlaşmayı kendinize sürekli hatırlatmak için masanıza yapıştırın çünkü benim uygulamakta en zorlandığım anlaşma olabilir. Eğer uygulayabilirseniz yapacağınız seçimlerde kendinize güvenmeyi de öğreneceksiniz.

Varsayımda Bulunma

İnsan zihninin çalışması ilginçtir. Kendimizi güvende hissedebilmek için her şeye bir anlam vermeye, açıklamaya, her şeyi anlamaya çalışmaya ve anladığımızın doğru olduğu konusunda haklı çıkmaya ihtiyaç duyarız.

Zihnimizde binlerce cevapsız soru vardır. Bu sorulara cevaplar arar dururuz. Yazar, kendimizi güvende hissedebilmek için zihnimizdeki sorular hakkında varsayımlarda bulunduğumuzdan bahsediyor. Herkesin hayatı bizim gibi algıladığını, bizim gibi hissettiğini düşünürüz. İşte insanlık olarak yaptığımız en büyük varsayım budur. Başkalarına fırsat vermeden en büyük varsayımı kendimiz için yaparız. En kötü, en acımasız şekilde yargılarız. Mutsuz oluruz. Tüm bu durumdan kendinizi kurtarmanın yolu, soru sormaktan ve açıkça iletişim kurmaktan geçiyor.

Daima Yapabildiğinin En İyisini Yap

Yazar okuduğum bir röportajda şöyle anlatmıştı.

Aklındaki her şey aslında sanal. Yani gerçek değil. Ne zaman hayata uygulayıp, hayata geçireceksin o zaman gerçek olacak. Üzerindeki gömlek gerçek. Ama o da bir zamanlar sadece bir fikirdi, düşünceydi. Biri onu yapınca gerçek oldu. Medeniyetler de böyle kuruldu. Milyonlarca fikir üretebiliriz ama eyleme geçirmezsek, hayal ürünü kalmaya devam eder. Bu yüzden eyleme geçirmeliyiz. Yani önemli olan “yapmak”. Onda da elinden gelenin en iyisini yapmak.

Son olarak, izlemek isteyenler için Psikolog Beyhan Budak‘ın aşağıdaki videosunu bırakıyorum.

Tavsiye ederim bu kitabı okuyun, ama karşılaştığınız sorunlar karşısında hangi anlaşmayı çiğnediğinizi düşünerek, sindire sindire okuyun.

Sevgiler!

Yazar: Don Miguel Ruiz

Çevirmen: Nil Gün

Yayınevi: Ötesi Yayıncılık

Sayfa Sayısı: 122

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön