Bu ilkeyi çoğumuzun çoktan bildiğini düşünüyorum. Ancak henüz bilmeyenler için İtalyan ekonomist Vilfredo Pareto 1906 yılında, İtalya’nın zenginliğinin %80’inin nüfusun %20’sine ait olduğunu fark etmiş ve daha sonra kendi ismiyle de anılan, iş dünyasında sıklıkla karşılaştığımız Pareto ilkesini (80/20 kuralı) ortaya koymuştur. Ekonomideki azalan marjinal fayda kuramının pratik bir örneği olarak da görebileceğimiz bu kurala, bir şirketin kazancının %80’inin müşterilerinin yaklaşık %20’sinden geldiğini örnek verebiliriz. Bu sebepledir ki bazı şirketler verimsiz müşterileri ile sözleşmelerini yenilemezler, daha fazla kar getiren %20’inin içindeki müşterilerine odaklanırlar. Aynı şekilde biz de kişisel hayatımızda bu kuralı mesleki ve kişisel hedeflerimiz için kullanabiliriz.
Okuduğum bir kitapta bu konu ile ilgili, Malcolm Gladwell, Michael Lewis gibi kitapları çok satan yazarların Twitter hesaplarının olmadığını örnek veriyor ve şöyle açıklıyor: “Çünkü yazarlık kariyerlerindeki başarılarının büyük bölümünü borçlu oldukları %20’lik dilim içindeki faaliyetlere Twitter’da geçirdikleri zamanın bir hayrı olmuyor.“
Şimdi ise bu kuralı zamanımızı verimli yönetebilmek için nasıl kullanacağımızdan bahsetmek istiyorum. Zamanımız ve eforumuz kısıtlı kaynaklarımızdır. Bu sebeple hedeflerimize ulaşmak için bu kaynakları doğru ve etkili kullanmayı bilmeliyiz. 80/20 Kuralı kitabının yazarı Richard Koch’un söylediği gibi: “Sonuçların yüzde 80’i sebeplerin yüzde 20’sinden kaynaklanır. O yüzde 20’yi bulun ve hayatınız sonsuza dek değişsin.” Yani uzun lafın kısası, zamanınıza etkili olarak kullanarak sizi hedeflerinize götürecek o yüzde 20’ye odaklanın. Daha üretken ve verimli olduğunuzu göreceksiniz.
Son olarak, yazımı tamamlamadan Barış Özcan’ın bu kuralı anlattığı çok kısa videosunu ekliyorum.
Sevgiler!
